29.03.2014

safran yalanı

ey kızılın uykusundaki perişan düşlerim,
bir safran kokusunda hangi ismi neden,
                                             nasıl anımsıyorum?

sen safran mı kokladın hayatında?
                                             kimi,
                                             neden kandıyorsun?

27.03.2014

ressam notları

-banyo
           suya saldım düşlerimi,
           iki çocuk gülüşü,
           iki anne umuduyla,
           suya saldım.

-yıkananlar
           biz ki; kızıl topraklar üstünde
           bir yağmur kavgasına tutuştuk,
            çırılçıplak tenlerimize dokunup.

-etki, gündoğumu
           le havre' de büyük yalnızlığımı
           liman sanki benimle paylaşıyor
           içimi kaplayan büyük buhran
           sanki sandallara karışıyordu.

-sola dönük kadın
            en ılık rüzgarlardan olsam,
            havaya savursam boynundaki fuları.
                       çavdar tarlasındaki rüzgar olsam,
                       boynunu okşasam ıslığımla.

babil kervanı varyasyon 4

kaç gece çığlıklarınızla uyudum,
kaç sabah rüyalarım yakamda uyandım, bilmeyeceksiniz.

hüznüm kervanın en büyük hüznü,
ne yağmurlar dindiriyor,
ne de yol boyu çocuk gülüşleri.
oysa bir kadın var yanımda,
sanki üstüm başım çocukmuş gibi ellerimden tutuyor.

ve dolunayı yakalarsak,
şiirler okuyorum onlara,
sana yazdığım şiirler yıldızları avuçluyor.

toz toprak kaldı her şey,
sen bile toz toprak kokuyorsundur,
sevişmeler toz toprak gibi ağzıma doluyor, öksürüyorum.

22.03.2014

kanıdır şairin

bir şairin kanıdır,
gece yarısı bu ayaklarınıza düşen,
yağmurudur özlem zehirlerinin, yalnızlığı.

                kanıdır bir şairin,
                kanarsa içinde sefaletiyle,
                bir sonbahardır kirpiklerinizde.

bir şairin kanıdır,
umutlu yarınların habercisi üstünü çizdiği mısraları,
kopkoyu yüreklerde dindirdiği sevdalarının.

                kanıdır o şairin,
                sabahları karşılayan sessiz çığlıkları.

17.03.2014

isyan

gecenin dördüncü nöbetinde özlem gibi bir ateş,
                                  büyüyor da büyüyor...
                                                                    isyan...
kan ağlıyor sokaklar, hürriyetimiz jilet gibi ellerini keser,
                                  kanar, kan kanar...
                                                                    isyan...
köprülerde afişler sallanır, rüzgar boy verir yalanlara,
                                  doğudan esiyor...
                                                                    isyan...
siren sesleri, en büyük çığlıklar, en hüzünlü kaçışlar,
                                  bir damla sefalet umuttur...
                                                                    isyan...
                                                                    isyan...
                                                                    isyan...

12.03.2014

berkin elvan' a ağıt



sen ki, uçurtmandan hızlı adımların
            en güzel gülüşü direnişin.

            çocuk düşlerinle sulayıp,
            üç mevsim bir umut ektin vicdanlara.

dilimde en güzel ninnilerle saçlarını tararım,
sen yavaşça gözlerini kapa, sevdiğin kızı düşle.

            selam söyle şimdi abilerine,
            ya da koş dur sana kimsenin dokunamayacağı bahçelerde.

8.03.2014

babil kervanı varyasyon 3

kaç gece çığlıklarınızla uyudum,
kaç sabah rüyalarım yakamda uyandım, bilmeyeceksiniz.

siyah gecelerinizden kaçıyordum
on bir otuz beş trenlerinde yer yoktu
karanlık adamlarla tanıştım
adımı öpüş izni gibi bahşettiğim kadınlarınızla
köprülerde bir damla yaş akıttım
beyaz ve siyahın ayrıklığına.

suyu yoruyordu ya gözleri
en üst satırlarlarla adını haykırdım
bir yalnız adamdı kovalayan beni
bir yalnız ayrılık gözleri.

                            ölümüm olmuştu artık bütün mısralar
                           bir yudum ekşi şarap gibi boğazlarınızda gezindim
                                                                          siz adımı bilmeden.

3.03.2014

babil kervanı varyasyon 2


kaç gece çığlıklarınızla uyudum,

kaç sabah rüyalarım yakamda uyandım, bilmeyeceksiniz.



en kasvetli yağmurlarda ıslandım,

mahzun bir sevda arandım durdum sokaklarınızda

hani bir alev gözlerim, bir nefes darlığı,

                                     bir kadın adı unuttuğum.



duydum ki,

                  beni ararlarmış gece yarıları

                  yatakları soğuk ve yalnız...          beni ararlamış,

                  bir öfke içinde, suratları kanlı...   gece yarıları.



                  vakit bir hayli geçtir şimdi izmir limanı' nda

                  şayet son vapuru da kaçırmışsa,

                  ılık bir yağmur tanesi olup

                  düşesim gelir yalnızlığının tam da ortasına.

kaçıyordu

kaçıyordu gecenin içinden
                   bir fakir kadın,
                         garip çocuk edasıyla kaçıyordu ya...

nereye, kimlere kaçıyordu?