bir yaprak hışırtısı değiyor
kalbime,
bir yaprak sanki öylece durup da
bakıyor yüzüme...
sabah sekiz otuz,
dünden kalma büyük yağmurları
eziyor adımlarım,
aklımdan bir vapur geçiyor sanki,
kamarasında küçük kız çocuğu
gülüşleri.
garip çarşamba...
gök bütün bir ekşi yudum gezinen
boğazlarımda,
bütünüyle yalnız ve korkak bir
garip çarşamba...
hani, uzansam önce sana değer
ellerim,
sanki bir fazla uzansam göğü deler
şiirlerim.
bir yaprak hışırtısı değiyor
kalbime,
bir yaprak sanki öylece durup da
bakıyor yüzüme...
sabah sekiz otuz,
bütün bir şehir ağır ağır
uyanıyor,
lambalar bile sönerken sokaklarında,
caddelere mızıkalarıyla doluşuıyor
çingeneler.
aklımdan sen geçiyorsun,
turuncusunda uyuduğum saçların,
avuçlarına öksürdüğüm şiirlerim.
garip çarşamba...
boğazlarım bir başka ağrı bedenime
bir başka yük,
oysa,
aklımdan,
bedenimden,
bir tek sen geçsen,
bir yaprak hışırtısıyla
irkilmesem?