yapraklar düşüyor…
yapraklar düşüyor…
ılık bir rüzgar
saçlarımı dağıtıyor
ve deniz, sanki bir
tek bana köpürüyor…
sonbaharda….
uzak kent kıyılarında….
ben bir ıslık….
KORO 1
“ o yapraklar,
düşen
avuçlarına,
ve rüzgarlar,
saçlarını
dağıtan…
deniz tuzu kokusuyla ege’ de,
sami titriyor…
bir kalp çarpıntısı uzaklığında,
sami
titriyor…”
kuşlar uçuyor…
kuşlar uçuyor…
kanatlarında kız
çocuğu gülüşleri,
mor buseler bırakıp
da yanaklarıma
eylül’ de,
sonbahar’ da,
ege’ de,
kuşlar
uçuyor…
KORO 2
“ sami…
sami…
sanki mayıstır kirpikleri,
ucuz şarap kokar göğüsleri…
sami…
sami…
büyük özlemlerin peşindedir
tembihleri,
yarına kanar gibi kapanır
gözleri...
sami titriyor..
ege’ de,
sonbahar’
da,
bir
sandal düşüne titriyor…
titriyor…”
uykular…
uykular…
tümünden yokluğa
kapanıyor ışıkları kentlerin,
özlemlere bulanıyor
yeminlerim,
gözlerim bir yol
sabırsızlığından yorgun,
kapanıyor uykulara,
sonbahar’ a uyumaya,
ege’ ye ve deniz
tuzlarına uyumaya…
KORO 3
“rüyalar…
rüyalar…
hep seni yakandan yakalarlar…
sami…
karanlık uykusunda yorgun ve üşüyor…
rüyalar…
rüyalar…
sana sarılan bir yalnız avuntu işte, o da kaybolan…
sami,
korkacaksın belli, rüyaların yakandan yakalar hep seni..”
kan…
kan…
kan kokuları…
gece uykularımı
böldü,
ve bu rüzgarlar,
hatta, tuzu yüzümü
yakan deniz…
göğe açılsam
sandalımla,
göğe doğru kürek çeksem
usul usul
ve mavi bir iz
bıraksam ardımda…
yahut ben geceyi
bölsem bi’ kere,
ortasından hokkalı
bir yarık açsam da,
bütün eski sevdaları
ve acıları söküp çıkarsam,
büyük dalgalarında
boğsam sonbaharın,
avazım çıktığı kadar
bağırsam…
ben, bir ben kalsam,
o derin ve yalnız
sükuneti kendi yüzüme çalsam,
tutup ellerinden
kadınların,
gece dalgalarına koşsam,
çırılçıplak…
KORO 4
“sami…
sami…
kendini
geceye çaldı,
çalarken
de ardından mavi bir iz bıraktı,
çocuklar
oturup oyunlar oynadılar ışığında,
sevgililer
gelip seviştiler...
ve bazı
adamlar vardı,
boyunlarına
ilmek geçirip sulara atladılar.”