3.01.2016

anksiyete


uzak kentleri ağrıtıyor sesleri,
kulaklarımda fısıltıları var karanlık adamların,
            ya silahın namlusuna uzanacak
            ya da bir kalp çarpıntısına kanacak bedenim.
                        ben ve anksiyete…
yağmurlardan sonrasında maviye çalıyor yüzü gecenin,
bir sokak arasında ansızın adımlarım yavaşlıyor,
            ben miyim bu yağmur sularındaki yansıma,
            hani, pek korkak duruyor kirpiklerim.
                        bizzat ben ve anksiyete…
bilmediğim bir zaman diliminde, bir başka adam,
sesleriyle boğuşuyor ürkek rüyalarının,
            saati nedense dört buçuğu beş geçemiyor,
            nefesi karanlık bir yağmuru avuçluyor.
                        adam, ben ve anksiyete…
ismini en ürkek rüyalarımdan çaldığım bir kadının yatağında,
bilmediğim bir başka dilden konuşuluyor gece yarıları,
            ellerim başımın arasında bir korkak,
            kafamın içindeki sesleri çıplak duvarlara vuruyorum.
                        kadın, ben ve ankisyete…