Translate

4.03.2025

...kararsızdım

 


kapanıyordu gecenin içerisinde gözlerim,

bir bir aşındırdığım sokakların gerisindeydim

köşe başlarım da tutulmuştu artık 

sabah yıldızlarına üç adım uzaktaydım,

yürüyüp yürümeme arasında,

kararsızdım. 


birkaç sarhoşla ahbaplık edecektim,

sözüm ona kafa bulurdum onlarla 

sanki ne dertleri vardıysa bunca zamandır

nasıl oluyordu da çözemiyorlardı 

anlayıp anlamama arasında,

kararsızdım.


sen benim şansımsın, demişti birisi 

nedense şimdiden çok farklıydım 

sanki ben bile değildim o zamanlar 

ya da şimdilerde ben değilimdir 

düşünüp düşünmeme arasında,

kararsızdım.


içimde yine en büyük huzursuzluğum

tiroidden şüpheleniyorum

yoksa her şeyin boktan oluşundan değil yani

nasıl olsa ben bir bahane bulurum kendime

inanıp inanmama arasında, 

kararsızdım. 


bir sokak lambası altında durdum 

karşı kaldırımda birkaç köpek uyukluyordu

yanlarına kıvrılmayı ne çok istedimse de 

yirmibirinci yüzyılda kinik olmak ne haddime

havlayıp havlamama arasında, 

kararsızdım. 


sonraları aklıma sevdiğim iki ağaç geldi

birisini bilerek balta ile kesmiştim

diğeri ise tüm kara kışın hıncını benden çıkardı

balta vurduğum ağacın acısı içimde hiç dinmedi

kimi zaman uykularımda yakalar 

kuzey rüzgarları dallarını sallar, 

yaprakları bana haykırır 

dalları yüzüme binbir tokat vurur, kanatır

terler ve anksiyete ile uyanırım, 

birkaç dakika ne olduğunu anlamaya çalışırım

bir sabah sigarasını kahveden önce yakarım

saatime ve o gün gezdireceğim insanların adlarına bakarım

bir demir yığınını yakalamak için koşar adımlarım

on iki dakika yerin altında nefesimi tutup 

bildiğim en kalabalık sokaklarda dolaşırım

konuşur, konuşur ama hep susmak isterim

yitip gidip gitmemek arasında 

kararsızım…