gözlerinde çocukluğumu saklayan kurdeleli kız için.
1
garlara düştüm peşi sıra
en hazin özlemler
içimi kemirir.
bir bakış ki,
tatlıdır sancıları
sonraları boğar
en büyük
yeminlerle.
2
işte sessizliği
izmir garı' nın
gecemi bölen bir kadın bakışı
uzaklardan
kollarında uyuyor izmir' in.
ben yabancısıyım
ege' nin,
rüzgarının,
ıslığının,
ayın.
3
sen yabancısı bu şehrin,
üç liraya çay içtin
soğuta soğuta.
bir kadın sevdin,
sanki, uzak gözleri içini titretir,
sanki, dudaklarında kurur özlemin.
dedim sana,
sen,
yabancısı bu şehrin,
bu ıslıkların;
duyduğun uzaklardan,
bu rüzgarın;
saçlarını dağıttığı.
4
hani, yağmurlarda yakalardı
seni,
ekşi bir özlem gezdirirdi
dudaklarında,
hani,
mayısın ortalarıydı,
bir yalnız sevda yakaladı
seni,
hani,
ay bile sararıp kalmıştı
gözlerinde.
5
faik,
bu nasıl şehir? nerede neşesi?
nerede o, bana anlattığın
kuru özlem dolu meyhane?
6
izmir' de,
gece garlarında,
bu benim büyük sevdam,
en unutkan dolunay ışıklarında büyüdü.
7
şimdi,
bu gece yarısı sessizliğini
alıp sana getirsem,
avuçlarına bıraksam
özlemler gibi,
korkup kaçarsın.
8
...
sonrasında,
bir dolunay sırtladım,
izmir' de,
gece garlarında
sarı, büyük ve öfkeli
bir dolunayı sırtladım
adın, benin ezberimde.
9
ve işte,
ışıkları sönüyor bütün trenlerin,
ben, kalıp bir daha sana geliyorum,
sanki,
bir yeşil elma kemirip
sana geliyorum
gece yarıları.
10
bu gardaki otomatlar
bana seni hatırlattı,
bir lira atıp gülümsedim,
zaman akıp geçti.
11
sessizliği o masaların
yankılanan sesimde,
nasıl da sarılır,
sanki, sen bana sarılırsın.
12
gel,
sonbaharları böldüğüm
gece yarılarına,
yapraklarını ıslattığım
ıhlamur ağaçlarına.
13
otomattan kedi sesleri geldi
aklıma düştün,
sabah belki üç,
parasızlık ve anksiyete...
neyse ki,
aklımda sen...