bir tek sen kaldın ey buzul mavi
kese kağıtlarının cani hışırtısı
şarabım bardaklarda
kumsalda ayak izlerim kaldı
üflenmemiş nefesler
balkonda kuru kayısılar
terliklerimde asfalt izi kaldı
ey gökyüzünün tembeli
sanadır söylenen bu marşlar
parıltılı saç tokaları
sanadır yağmurdan sonra kokan
fukara çocuklarının göz yaşları
bir zeytin dalı yetti bana
o'hara şiirlerindeki ezik çarşamba günleri
mentollü sigaralardaki acılar
tenime batan zil sesleri
yettiniz artık
ayaklarıma yapışan sokak çocukları
dişlerinizdeki sarılıklar yetti bana